Çocuklar ve Gençlerde Korku ve Kaygı

Çocuklarda Korku ve Kaygı

İnsanın doğuştan getirdiği duygular arasında korku duygusu vardır. Yani insan korku duygusuyla doğar. Bebekler büyüdükçe korku skalaları genişlemektedir. Bunun sebebi yaşadığı, öğrendiği, gördüğü ya da duyduğu şeyler olabilmektedir.  Korku böyle iken, peki kaygı nedir?  Zaman zaman birbirine karışan bu iki terim arasındaki fark; korku hissettiğimizde somut bir tehdit veya tehlike ile karşı karşıya kalırken, kaygı durumunda ise herhangi bir somut tehdit veya tehlike olmaz. Korkunun bir nesnesi var iken, kaygının bir nesnesi yoktur. Kaygı, tehdit veya tehlikeli durum ortadan kalksa bile yaşanan bir duygudur. Kaygı endişe, stres gibi isimlerle de adlandırılır.

Çocuklarda ve gençlerde korkuların veya kaygıların zaman zaman arttığı dönemler vardır. Örneğin bir çocuğun 8-10 yaşları civarında kaygı ve korkuları artmaktadır. Her yaş döneminde farklı korku ve kaygılar olabilmektedir. Bazen bu korkular kontrol edilemez hale gelip, çocuk ya da gencin hayat kalitesini düşürebilir.

 Çocuklar ve gençlerdeki kaygı, bazı fiziksel tepkilerle birlikte, ( terleme,  titreme, hızlı soluk alıp verme, kalp çarpıntısı, mide bulantı vb.) onların günlük yaşamlarında tek başlarına  yapacakları şeylere engel olmaya başladıysa, kaygılar inatçı bir yapıdaysa, çocuk ya da genç  kolay sakinleşemiyor  ise artık bir kaygı bozukluğu durumundan söz edilebilir.  Kaygı bozukluğu hayattaki birçok konu ile ilgili olabilmektedir. (karanlık, yalnızlık, ölüm, afetler, sınav vb.) Kişi bu korku ve kaygılarıyla baş edemeyecek duruma gelebilir. Bu gibi durumda bir uzman desteği almak gerekebilir. Kaygı bozukluklarında çocuk ya da gence uygun bir terapi yöntemi belirlenmeli ve ebeveyn danışmanlığı ile birlikte çocuk ya da gencin bu süreci desteklenmelidir. Çocuk ve gençlerle çalışan uzman psikolog öncelikle kaygının altında yatan nedenlerini araştırmalı, kaygıya sebep olan neden ya da nedenleri tespit ettikten sonra çocuk ya da genç ve ailesi ile birlikte ortak bir çalışma başlatmalıdır. Çocuk veya genç ile birlikte baş etme yöntemleri geliştirmeli ve çocuk ya da gence ihtiyacı olan sosyal beceriler kazandırmalıdır.

Comments are closed.